Tübitak’ın popüler bilim dergisi, “Bilim ve Teknik” Darwini 200.cü yılında kapak yapmaktan vazgeçti.
Bilim ve Teknik ekibindeki emek veren insanların başlarındaki solucan bürokratlar tarafından nasıl tenkit edildiğini duyar gibiyim. Bilim sansürü Osmanlı’nın çöküşünün başladığı zamanlarda da vardı, ilim derslerinin yerini dinsel eğitime ağırlık veren dersler almıştı.  Gidişin iyi olmadığını gömek zor değil ama artık pislik paçalarından akmaya başladı, sanki onlardan olmayan herkes suçlu, haksız ve yanlış.

Darwin amcanın anlatmaya çalıştığı şeyi iki cümle ile anlatmama izin verin;

  • Her yeni nesil bir takım dış etkenlerden etkilenir ve mutasyona uğrar
  • ve bu mutasyonlardan milyonda biri, bu dünyada yaşama olasılığını arttıracak bir kabiliyet kazandırır, geri kalanlar ise ölür.

İnsanın en büyük mutasyonu bilincinin farkına varmasıdır, bu ise benlik oluşturur ve yargılama niteliği kazandırır, bu şekilde hayatta kalır.

Evrimleşememiş tıslayan kadroculardan nefret ettiğimi, allaha ve dinlerine bu kadar çok inanırmış gibi yapıp, başkalarının haklarını yiyip kadrolaştıklarını, kankalarına peşkeş çektiklerini, arsa zengini olduklarını, oğullarına gemicikler aldıklarını, yumurta zengini olup amerikalarda ameliyat olduklarını, hızlandırılmış kara tren yapıp insanları öldürüp katil olduklarını ve mantar gibi çoğaldıklarını gördükçe havlamak istiyorum.